Mikronütrietler - Çinko #diyetisyenleriçinkısanotlar

 Vücutta demirden sonra en çok bulunan iz elementtir. Yetişkinlerde 2-3 mg kadar bulunmaktadır. %60 kaslarda, %20-30 kemiklerde, %5 karaciğerde, %6 deri ve saçlarda, pankreas ve böbreklerde bulunmaktadır. Kandaki çinkonun %75'i kan hücrelerindedir (en çok eritrositler). Kararlı bir yapıya sahiptirler ancak yapıları kolay değişebilir. Vücutta iyon halinde bulunmazlar, albümine bağlı taşınırlar. Organik moleküller ile kompleks oluştururlar. Aminoasitlere bağlı yapıdadır (Histidin, Glutamin, Treonin, Sistein ve Lisin).


Hidrofilik yapısından dolayı hücre içine pasif difüzyon ile alınamaz, özel bir taşıma sistemi gereklidir.

Homeostatik mekanizma çinko emilim eğilim yükünü düzenler bu yüzden vücutta toksik oranda birikimi olmaz. Çocuklukta vücuttaki çinko oranı yüksek iken, bu durum yetişkinlikte stabil değerler içerisinde kalır ancak yaşlılıkta seviyeleri azalmaktadır.

GÖREVLER

Çinko 100'den fazla enzim için kofaktördür. RNA polimeraz, alkol dehidrogenaz, karbonik anidraz, ve alkalan fosfataz gibi. Bu enzimler nükleik asit, protein ve bağışıklık hücrelerinin sentezinde görev almaktadır. Ayrıca enzimlerin aktif bölgelerine bağlanır. Bağışıklık sisteminde, natural killer, nötrofiller, makrofajlar, fagositoz olayı ve sitokin üretiminde görev alır. Nükleik asit ve protein sentezi ile hücre rejenerasyonunda görev alır bu şekilde yaraların iyileşmesinde etkili olur.
Bası yaraları için kullanılan ürünlerde, özellikle çinko miktarı yüksek ve arginin içeren ürünler tercih edilir. (ÖRN: NUTRISON ADVANCED CUBISON-NUTRICIA)
Glutatyon S transferaz enzimi üretimi de çinko düzeylerinden etkilenmektedir. Tat ve koku duygusu kontrolünü sağlar. Eksikliği tat algılamada azalmaya sebep olduğundan iştahsızlık durumu gözlenebilir.

Çinko retinol bağlayıcı protein transkriptini arttrarak, serum retinol değerlerini düşürür. Göz epitel hücrelerinde, retinal pigmentler için de antioksidan olarak görev yapar. Bu sebeple eksikliğinde karanlığa adaptasyon azalır.

Vücutta en çok çinko bulunduran organ Hipofiz bezidir. Bu sebeple hipofizden salgılanan growth hormon ve IGF-1(İnsülin benzeri faktör) sentezini etkileyerek, büyüme ve gelişme geriliğine sebep olabilir. Fareler üzerinde yapılan çalışmalar testislerde atrofi ve cinsiyet organlarından küçülmeye de sebep olmuştur. Yapılan diğer çalışmalar depresyon ve alzheimer durumlarıyla düşük çinko seviyesinin bağlantılı olduğu ileri sürmüştür.
Genel olarak eksikliğinde; büyüme geriliği, iştahsızlık, hiperkeratozis ve paraketozis denilen cilt yaraları, eklemlerde şişme ve sertleşme görülür.

KAYNAKLAR VE GEREKSİNİM

 Hayvansal gıdalardaki çinko emilimi, bitkisel olanlara göre daha fazladır. Bunun sebebi çinkonun proteinlerle kompleks oluşturması ve iyon halinde dolaşmaması. Amino asitler emilimi arttırırken, kalsiyum ve fitatlar (tahıl ürünlerinde bulunur) emilimi azaltmaktadır. Mayalı ekmeklerde, maya fitik asit aktivasyonunu azalattığı için emilim daha çoktur. Kalsiyum fitatlarla birlikte olduğunda çinko ile bileşik oluşturup emilemez bir hale getirir. Ama tek başına böyle bir etkisi yoktur. Diyette fitat oranı çok az olduğu taktirde kalsiyumun bu antagonist etkisi ortadan kalkmaktadır. Diyetteki fazla miktardaki fosfat, bakır ve demir de çinko emilimini azaltır. Kadmiyum da metabolizmada çinko yerine geçerek, çinkonun işlevlerini engellemektedir.

Yetişkinler için günlük emilebilir çinko gereksinmesi 3 mg'dır. Diyetle aşırı alımı sakıncalıdır.
Günlük 50 mg alındığında HDL'de düşüş gözlemlenmiştir.

KAYNAK
Ayşe Baysal, Beslenme, Hatipoğlu Yayınları 2012, syf. 143

Vildan Akdeniz, Özer Kınık, Oktay Yerlikaya, Ecem Akan, İnsan Sağlığı ve Beslenme Fizyolojisi Açısından Çinkonun Önemi, Akademik Gıda 14(3) (2016) 307-314

Comments

Popular posts from this blog

Understanding Nitrites and Nitrates: Sources and Potential Health Effects

Lessons From The Apple Cider Vinegar Story: The Dangers of Health Misinformation

Lots of Photos, One Outcry