İyi Gıdayı Zararlı Gıda Yapmak: Pekmez

    Bugünlerde eski usul tatlıların yerine sağlıklı alternatifleri yapılmaya çalışıyor. Bu oldukça güzel bir hareket. Takdir ediyor ve kendim de uyguluyorum. Ancak gıdaların içeriklerini, yapılarını, dokularını ve çeşitli etkilere maruz kaldıklarında oluşacak yapısal değişiklikleri bilmediğimizden kaş yapalım derken göz çıkarıyoruz.


    Pekmez, şeker ya da başka gıda maddeleri eklenmeden kaynatılır, çeşitli meyvelerden üretilir. Glikoz ve galaktoz gibi doğal şeker içerdiği için doğal besin kabul edilir. Demir, fosfor, kalsiyum, potasyum ve çeşitli antioksidanlardan zengindir. Özellikle çocuk, gebe ve emziklilik beslenmesinde oldukça sık tüketilmesini önerdiğimiz bir gıda türüdür.

Bugün pekmezi yararlı bir gıdayken nasıl zararlı hale soktuğumuzdan bahsedeceğim.

    Öncelikle tanışalım: HMF yani uzun adıyla 5-Hidroksimetilfurfural
Satın alınan pekmezlerin kaliteli olup olmadığını anlamak için kullandığımız ana bileşen. HMF pekmezin içerisinde olmasını istediğimiz bir madde değil ancak her şekilde üretim sürecinde oluşan bir madde. Türk Gıda Kodeksine göre pekmez içerisinde HMF miktarı 75ppm'den  daha az olmalı. Bu pekmezler 1. kalite kabul edilebilir.

Peki neden HMF istenmiyor?

    İnsanlar ve fareler üzerinde yapılan bazı çalışmalar bizlere yüksek konsantrasyonlardaki HMF varlığının vücuttaki mukozal her türlü doku (bağırsak, solunum yolları) ve deri üzerinde sitotoksik yani hücre zehirleyici etki yaptığını ve kanser yapıcı madde olduğunu bildirmiştir.

    HMF pekmezin üretim sürecinde çeşitli reaksiyonların ara ürünü olarak karşımıza çıkıyor. HMF oluşumunu arttıran çeşitli faktörler vardır. Bunlar ısıl işlem, şeker türü (fruktoz mu glikoz mu?), su aktivitesi ve ortamdaki 2 değerlikli katyon konsantrasyonları. Uzun süreler depolamak da pekmez içerisinde HMF oranını arttıran faktörlerdendir.

    Yani kendinize granola yaparken ya da bir keki tatlandırmak için pekmez kullanırken farkında olmadan kanser yapıcı bir gıda oluşturuyorsunuz.. Isıl işlem yani pekmezi pişirmek veya fırınlamak kanser yapıcı madde olan HMF miktarını arttırıyor.

Bu noktada eve götürülmesi gereken mesaj:
Pekmez ısıl işleme maruz bırakılmamalı, sıcak ortamlarda depolanmamalı ve uzun süre bekletilmemelidir.
    Yapılan çalışmada çeşitli sıcaklıklarda (25, 35 ve 45 derecelerde) uzun süre depolanan (0,45 ve 90 gün) piyasadaki pekmez çeşitleri değerlendirilmiş.

    HMF yoğunluklarına göre sıralandığında, Karadut pekmezi 46.67, Dut pekmezi 46.66 ppm ile en yüksek yoğunlukta HMF içeriğine sahip çıkmışlardır. Üzüm pekmezi 12.15 ve Keçiboynuzu pekmezi 3.14 ppm ile en düşük HMF içeriğine sahiptir.

Bu noktada eve götürülmesi gereken mesaj:
Eğer kısa süre içerisinde tüketilmeyecekse satın alırken tercihinizi Keçiboynuzu ya da Üzüm pekmezinden yana kullanmanız sizi HMF'den daha fazla koruyacaktır.

KAYNAK:
  1. Toker Ö. S. , Doğan M. , Ersöz N. B. , Yılmaz M. T. , Optimization of the content of 5-hydroxymethylfurfural (HMF) formed in some molasses types: HPLC-DAD analysis to determine affect of different storage time and temperature levels, Industrial Crops and Products 50(2013):137-144

Comments

Popular posts from this blog

Understanding Nitrites and Nitrates: Sources and Potential Health Effects

Lessons From The Apple Cider Vinegar Story: The Dangers of Health Misinformation

Lots of Photos, One Outcry